1.
koştum sana geldim ey acı
ey terkedilmiş
ilençli dinginlik
ey yenilmiş
bir aşkın şarkısı
işte geldim.
bir daha dönülmeyen
o noktada
yıkık
barakalarla kaplı
bir çıkmaz sokakta
erirken
akşamın köpüğü
sadece
yalnızlıktı
her şey tenha.
2.
bakın orda
tozlu yapraklarında
eski
anıların
bakın orda
bir eylül
vurunca hayatımızın
bordasına
ne çıkar
eylülse eylül
bakın orda
bir adam saklanıyor
bir otel odasında
esmer gözlüklü
bir adam
saklanıyor üç yıldır
adı behçet aysan.
3.
ve hüzünlü günler
sürer giderdi
ben de biner giderdim
bir düş atına
yakalayamazdı
küflü ıslak
taş avlular
biner giderdim
al bir düş atına.
4.
ey gümüş yürek burgacı
ey yenilmiş
bir aşkın şarkısı
ey keder
ey acı
işte gidiyorum
düşerken
ardına söğütlerin
kan
portakalı
gibi bir güneş
düşerken ardına bütün
mutlulukların
ve
aşkımızın bizim
o kararan.
Behçet Aysan
benden sana, senden ona, onlardan bize / gitmek gelmek arada başka dünyalara
14.1.12
Ahd-i Atik
tekvin
ve öyle bir yaz geçirdik Tanrının Bahçesinde
Bozuk paralarda sinemalarda gerçeklerde
Uzak görüşlülüğüne inanıp suların her şeydi taze
yalnızlığımız değil
bomboş ellerimizde sonsuz düzenler
anlaşamadık erinçin ve karşı koymanın gerekçesinde
korkusuz belki ama umutsuz değil ve uykusuz
aklımız kendimizin yapacağı bir şeylerde
dünyanın bütün saatleri onikilerde
her şeylere bir başlangıçtık ve bir sonduk
ve kimbilirdi aşk nerde oteller nerde
biz bir acıydık acımız idi bütün fenerlerde
ve kimbilirdi aşk nerde oteller nerde
indik ve yorgun argın ve saygımız idi yok
boşalmış istanbulda gökte ve her yerde
dünyanın bütün saatleri onikilerde
bir nefesin bütün uykusu kendini yonttu bir taştı
yalnızlığımız değil
kimbilirdi aşk nerde oteller nerde
ah, büyük gök yoksulsun suyumuz bile değilsin
ve maviliğin ve karanlığın ve karşıtlığın nerde
ah yüzgöz olduğumuz sanki karımız deniz
ve karşımız ve arkamız ve her yerimiz
kimbilirdi aşk nerde oteller nerde
göç
uzakta. Kimsenin ölmediği o yerde
Uzakta. Hayvanat Bahçesinde
doğurur kendine aykırı fil
yıkanmaya su dağıtılırdı,herkes,
kendi akşamını çıkarırdı karanlıktan.
Kargış, o güzel bitki, ona tapardık!..
Kalabalık ölülere, dirilere bölünürdü
Uzakta. Çok kesilen kağıtlar ülkesinde...
sular o yanlış kökleri çürütürdü.
ve kimsenin hiç görmediği yerde
onun bir kan tadı idi sesinde
benzin ve banka dağıtılırdı, herkes,
göçen, yerleşen bir şey değil
herkes kaçışandı yalnızlıktan
Kadınlar erkeklerle idi, yalnızlıktan
herkes herkesle idi yalnızlıktan...
Kargış, o güzel bitki!
ve sonra duvarları dibinde ölünürdü.
Ölüm idi kolayca yenen kişiyi,
uzakta. Hayvanat Bahçesinde.
bir çocuk , bir öyküde, bir düşü yürütürdü...
levililer
... saçlarınızı ve tırnaklarınızı büyütünüz dediler
büyük olsun,
büyüttük...
ve trenlerde gidiniz ve otobüslerde ve gazete
okuyunuz!..
ve hep gidiniz!..
ve atlar ve tüfekler ve sözler eskidi birgün.
O gün. Artık büyüdünüz dediler...
o gün artık büyüdünüz dediler...
...ve birgün yalnız kalındı bütün ilişkilerde
ve kimbilirdi aşk nerde oteller nerde?..
eğlendik köhne uçaklarla, kokulu sabunlarla yıkandık
saçlarımızla, yeleklerimizle kıvandık...
o yağmakaranlık büyürdü durmadan,
"Yalnızdık, Kimsesizdik, Bağışlanmalıydık..."
Ama kimbilirdi aşk nerde, oteller nerde?..
...şeyi indirdik, ses, boş, adı biryerlere yazıldı.
eskiyen nesi varsa onundu, aldı yürüdü, gene de...
Bir susuzluktu onun şarkısı belki tuzlu ve hüzünlü
Her gün bir sevinç yabancıydı onun ağzında
Partilerde Meydanlarda, örneğin SüPanCe boğazında,
çok çok idi, bir gözlük, bir boyun atkısı, bir ölüm!..
Bir gün günah yapılmazdı hiçbir yerde
ama kimbilirdi aşk nerde, oteller nerde!..
sayılar
Nasıl çoktuk - iyiydik,nasılkalabalıktık - bolduk
Bir tuz ve bir sakal.
Durakta...
Yaşayan bir kediye ağıt. Sonuç.
Sevinçli şapkalara, tüylü kumaşlara, bir adamın son
evine bir çalgıdır bıraktığımız. Sonuç.
Ey - ey, siz,bütün gemicilerin kocaman kaptanları. Sonuç.
eyen güzel ölügemici.
Sinemalar, defterler, yollar doldu bizimle.
Gelişen bir ağıt.
Askerler ve mızıkacılar için. Sonuç.
Kimbilirdi nerde oteller nerde..
Artık ellerimiz kimbilir hangi güvertede, karanlık
geceyi bir suyla açıklamaya uğraşıyor. Sonuç.
Gelişen bir ağıt.
Ben 11'le gideceğim sen 17'yle mi?..
Sen beni seversin
atlar öldüğünde ve
şapkam başka olsa bile...
İşte. Bölündük belli olduk.
Durakta.
tesniye
Dilerim acıyor sıkmaktan
tiyatrodayız. Yanlışlık sonsuz biçimini buluyor.
ah şaşkın mevsim biraz çılgınsın, kalırız.
otobüsler kaçar, biz kalırız.
herkes çıkar, alkış yok
ah çılgın durak sesin çok uzak
sesin öyle uzak
her şey öyle artıyor, sesin çok uzak
ben iki kişiyim övüşürüm durmadan
ölü bir balıkız öyle, ölü bir balık
beyaz eli bekleyen
anılarla sayılar ardında
ben iki kişiyim övüşürüm durmadan
her şey biraz ince biraz kalın
bir cenin büyür şurda perdesi kalın
göller üstüste gelir ve sular kalın
insanların benimle görütüğü saatlerde
ben iki kişiyim övüşürüm durmadan
ve bir post bir bedeni ısıtır
bir kentte güneş battı mıydı
beyaz eller işler ve lokantalar
ben iki kişiyim övüşürüm durmadan
ey çılgın durak kalın
övmemi bekleyin ve kalın
eller ve ayaklar ve kıllar kalın
büyük bir şeye geliyoruz bulut gibi
saklanan ve güvenilen bir şey
herkes ölürken herkes kalırken bile kalın
kimbilirdi aşk nerde oteller nerde...
Turgut Uyar
ve öyle bir yaz geçirdik Tanrının Bahçesinde
Bozuk paralarda sinemalarda gerçeklerde
Uzak görüşlülüğüne inanıp suların her şeydi taze
yalnızlığımız değil
bomboş ellerimizde sonsuz düzenler
anlaşamadık erinçin ve karşı koymanın gerekçesinde
korkusuz belki ama umutsuz değil ve uykusuz
aklımız kendimizin yapacağı bir şeylerde
dünyanın bütün saatleri onikilerde
her şeylere bir başlangıçtık ve bir sonduk
ve kimbilirdi aşk nerde oteller nerde
biz bir acıydık acımız idi bütün fenerlerde
ve kimbilirdi aşk nerde oteller nerde
indik ve yorgun argın ve saygımız idi yok
boşalmış istanbulda gökte ve her yerde
dünyanın bütün saatleri onikilerde
bir nefesin bütün uykusu kendini yonttu bir taştı
yalnızlığımız değil
kimbilirdi aşk nerde oteller nerde
ah, büyük gök yoksulsun suyumuz bile değilsin
ve maviliğin ve karanlığın ve karşıtlığın nerde
ah yüzgöz olduğumuz sanki karımız deniz
ve karşımız ve arkamız ve her yerimiz
kimbilirdi aşk nerde oteller nerde
göç
uzakta. Kimsenin ölmediği o yerde
Uzakta. Hayvanat Bahçesinde
doğurur kendine aykırı fil
yıkanmaya su dağıtılırdı,herkes,
kendi akşamını çıkarırdı karanlıktan.
Kargış, o güzel bitki, ona tapardık!..
Kalabalık ölülere, dirilere bölünürdü
Uzakta. Çok kesilen kağıtlar ülkesinde...
sular o yanlış kökleri çürütürdü.
ve kimsenin hiç görmediği yerde
onun bir kan tadı idi sesinde
benzin ve banka dağıtılırdı, herkes,
göçen, yerleşen bir şey değil
herkes kaçışandı yalnızlıktan
Kadınlar erkeklerle idi, yalnızlıktan
herkes herkesle idi yalnızlıktan...
Kargış, o güzel bitki!
ve sonra duvarları dibinde ölünürdü.
Ölüm idi kolayca yenen kişiyi,
uzakta. Hayvanat Bahçesinde.
bir çocuk , bir öyküde, bir düşü yürütürdü...
levililer
... saçlarınızı ve tırnaklarınızı büyütünüz dediler
büyük olsun,
büyüttük...
ve trenlerde gidiniz ve otobüslerde ve gazete
okuyunuz!..
ve hep gidiniz!..
ve atlar ve tüfekler ve sözler eskidi birgün.
O gün. Artık büyüdünüz dediler...
o gün artık büyüdünüz dediler...
...ve birgün yalnız kalındı bütün ilişkilerde
ve kimbilirdi aşk nerde oteller nerde?..
eğlendik köhne uçaklarla, kokulu sabunlarla yıkandık
saçlarımızla, yeleklerimizle kıvandık...
o yağmakaranlık büyürdü durmadan,
"Yalnızdık, Kimsesizdik, Bağışlanmalıydık..."
Ama kimbilirdi aşk nerde, oteller nerde?..
...şeyi indirdik, ses, boş, adı biryerlere yazıldı.
eskiyen nesi varsa onundu, aldı yürüdü, gene de...
Bir susuzluktu onun şarkısı belki tuzlu ve hüzünlü
Her gün bir sevinç yabancıydı onun ağzında
Partilerde Meydanlarda, örneğin SüPanCe boğazında,
çok çok idi, bir gözlük, bir boyun atkısı, bir ölüm!..
Bir gün günah yapılmazdı hiçbir yerde
ama kimbilirdi aşk nerde, oteller nerde!..
sayılar
Nasıl çoktuk - iyiydik,nasılkalabalıktık - bolduk
Bir tuz ve bir sakal.
Durakta...
Yaşayan bir kediye ağıt. Sonuç.
Sevinçli şapkalara, tüylü kumaşlara, bir adamın son
evine bir çalgıdır bıraktığımız. Sonuç.
Ey - ey, siz,bütün gemicilerin kocaman kaptanları. Sonuç.
eyen güzel ölügemici.
Sinemalar, defterler, yollar doldu bizimle.
Gelişen bir ağıt.
Askerler ve mızıkacılar için. Sonuç.
Kimbilirdi nerde oteller nerde..
Artık ellerimiz kimbilir hangi güvertede, karanlık
geceyi bir suyla açıklamaya uğraşıyor. Sonuç.
Gelişen bir ağıt.
Ben 11'le gideceğim sen 17'yle mi?..
Sen beni seversin
atlar öldüğünde ve
şapkam başka olsa bile...
İşte. Bölündük belli olduk.
Durakta.
tesniye
Dilerim acıyor sıkmaktan
tiyatrodayız. Yanlışlık sonsuz biçimini buluyor.
ah şaşkın mevsim biraz çılgınsın, kalırız.
otobüsler kaçar, biz kalırız.
herkes çıkar, alkış yok
ah çılgın durak sesin çok uzak
sesin öyle uzak
her şey öyle artıyor, sesin çok uzak
ben iki kişiyim övüşürüm durmadan
ölü bir balıkız öyle, ölü bir balık
beyaz eli bekleyen
anılarla sayılar ardında
ben iki kişiyim övüşürüm durmadan
her şey biraz ince biraz kalın
bir cenin büyür şurda perdesi kalın
göller üstüste gelir ve sular kalın
insanların benimle görütüğü saatlerde
ben iki kişiyim övüşürüm durmadan
ve bir post bir bedeni ısıtır
bir kentte güneş battı mıydı
beyaz eller işler ve lokantalar
ben iki kişiyim övüşürüm durmadan
ey çılgın durak kalın
övmemi bekleyin ve kalın
eller ve ayaklar ve kıllar kalın
büyük bir şeye geliyoruz bulut gibi
saklanan ve güvenilen bir şey
herkes ölürken herkes kalırken bile kalın
kimbilirdi aşk nerde oteller nerde...
Turgut Uyar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)