11.1.12

Gecekuşu

Kaçtık kentin bizi sarmayan sesinden
denizin kış artığı sessizliğine
izlendiğimizi biliyorduk hem de kendimiz kendimizi
bir umut, bu kez öyle olmayabilir ve öteki
susar, bağışlarız biz bizi

gecekuşu aynı zaman aralığını kullanıyor
çığlığını boşaltırken yeryüzüne
yüreğin ve saatın kullandığı aralığı

yıkılmış köyleri, göçmüş olanları yollarda
çocukları, ruhlarını o doğulan yerde
bırakmış, gözlerinin ardı boşalmış yaşlıları
utangaç kadınları, öfkesi kendini bitiren erkekleri
onları onları onları taşıdığımızı
her çığlıkta yeniden anımsaya çoğalta
hükmü hayatına düşürülmüş
                                      biri halinde
gece acı azığımız paylaşıyor bizimle
uyumuyor uyutmuyor uslu durmuyor

oysa güller vardı önce aklımızda
iğdeleri gördük zambakları da
ayartıldığımız güzel kokulara
kök edinmiş aşka, derin buluşmaya
onları bulurduk bulmasına
gece, kuş çığlığı yüreği çıldırtan aralıklarla
yiten dinginlik
-gündüzü bekledik-

Gülten Akın

Veda

Gül dudaklarını
bir kez daha öpmek için bırak bana.
Uzak bir köpek, dışarda
gitmem gerektiğinin farkında.

Aydınlık kucağını
bir kez daha dua etmem için bırak bana.
Kurtar beni tüm acılardan!
— dinle, denizden esen rüzgârın sesini.

Yumuşak saçlarını
bir düş için hemen bırak bana:
Sevişmenin aşk olacağı —
bu düşü bırak bana!

Wolfgang Borchert
türkçesi: ayşe sarısayın